Busworld’de bu defa Anadolu Isuzu standını ziyaret ediyoruz ve standta sergilenen araçlara dair detayları; Anadolu Isuzu Ticari Fonksiyonlar Grup Direktörü Hakan Kefoğlu'ndan dinliyoruz. NovoCiti Volt ve Grand Toro’ya dair konuştuğumuz söyleşimizde Kefoğlu, Anadolu Isuzu’nun geçtiğimiz yıla dair pazar detayları ve yeni uygulamaları hakkında da bilgiler aktarıyor.
2021 yılını pandemi ile birlikte toparlanma aşaması olarak ifade eden Kefoğlu, Anadolu Isuzu’nun bu zorlu dönem sonrası OSD’den özel bir ödül aldığını aktarıyor. Kefoğlu, 2020’den 2021’e en hızlı büyüyen otomotiv firması ödülü ile sektörde, covidden en hızlı çıkan firma olduklarının tescillendiğine dikkat çekiyor. Anadolu Isuzu için 2021 yılının çok başarılı geçtiğini sözlerine ekleyen Kefoğlu, “Orta sınıf kamyonda yüzde 40 pazar payına ulaştık. Pick-up’taki önemli pozisyonumuzu kuvvetlendirerek artırdık. Aynı şekilde minibüs ürün grubumuzda da benzer bir tablomuz oldu. İhracatta da yüzde 100’lerin üzerinde bir büyüme sağladık. Busworld, önemli bir fuar; çünkü pandemiden sonra ilk büyük fuar. Uluslararası anlamda hareketliliğin yoğun olduğu bir fuar görüyoruz. Yavaş yavaş normale dönüşü hissediyoruz. Bu dönem sadece pandemi anlamında değil; çip krizi ve çeşitli tedarik zorlukları ile inişli çıkışlı bir dönemdi. Ancak sektör firmaları olarak bu konularda oldukça; dirençli, dirayetli ve çevik olduğumuzu söyleyebilirim. 2022 yılına da olumlu bakıyoruz ve beklentilerimiz de bu yönde. Özellikle otobüs tarafında artan, ertelenmiş bir talep hissediyoruz. Bu taleplerin zaman içerisinde sektörler bazında realize olacağını düşünüyoruz. Okullar ve toplu taşımalarla turizm tarafının normale dönüşünü herkes hayatında yavaş yavaş hissediyor. İnsana direkt dokunan bir iş yapıyoruz; bu sebeple de çok etkileniyoruz ve etkilendik. Ancak şu anda o çemberden çıkıldı diyebilirim.” diyor.
“Artık Her Şeyin Dijitale Dönüştüğünü Görüyorsunuz”
Özellikle Endüstri 4.0 ile beraber dijitalleşme süreçlerinin hayatın pek çok alanında yaşandığını belirten Kefoğlu, bunun sektöre de etki ettiğini aktarıyor. Bu nedenle de Anadolu Isuzu tesislerinde pek çok süreçte dijital dönüşümün yaşandığını ifade eden Kefoğlu şöyle konuşuyor; “Örneğin, akıllı fabrika süreci dediğimizde; A’dan Z’ye elektronik, dijital ve kağıtsız bir süreçten söz ediyoruz. Bu süreç aslında otomatize şekilde ilerliyor ve kullanıcıların hayatını kolaylaştırıyor. Fabrikamızda iki sene önce çeşitli üretim istasyonlarında kağıtlar varken, artık her şeyin dijitale dönüştüğünü görüyorsunuz. Örneğin, şu an akıllı telefon ya da tabletimizden uygulamamıza bakarak fabrikamızda hangi istasyonda hangi ülkenin aracı var; bayrağıyla beraber görüp anında onun detayına bakabilir ve satabiliriz. Böyle bir altyapımız var… Yani en renkli örneklerinden biri bu.”
“Ekolojik Araçlar Üretiyoruz”
Sürdürülebilirliği içselleştirmiş bir marka olduklarının altını çizen Kefoğlu, güneş enerjisine ciddi bir yatırım yaptıklarını belirtiyor. Ayrıca bu süreç ile ortalama yüzde 55 civarı enerjiyi güneş panellerinden elde edeceklerini vurgulayan Kefoğlu, “Sadece göstermelik değil, aynı zamanda içselleştirdiğimiz bir süreç; bu da tabii çok önemli bir katkı. Yaptığımız iş itibariyle elektrikli, doğal gazlı veya dizel araçlarda Euro VI-E serisinde araçlar üretiyoruz. Geçmiş ile karşılaştırdığınızda bu araçlar da ekolojik araçlar. Bütün ürün grubumuzda bu dönüşümü yaşıyoruz ve içselleştirmiş durumdayız. Sürdürülebilirliği sadece ürünlerimizde değil, hayatımızın çeşitli aşamalarında yaşamamız da çok doğal.” diyor.
“NovoCiti Volt Avrupa’da Çok Az Rakibi Olan Bir Araç”
Ar-Ge departmanından gelen ciddi bir dinamizmleri ve güçleri olduğunu aktaran Kefoğlu, dünyada 45 ülkeye ihracat yaptıklarını vurguluyor. Ar-Ge olarak yeni ürün süreçlerinin devam ettiğini de sözlerine ekleyen Kefoğlu şöyle konuşuyor; “Novociti Volt’un üç versiyonu var; fuarda stand alanımızda şu an görmüş olduğunuz aracımız 211 kWhk ve yaklaşık 300 km menzili var. Bunun bir alt versiyonu ve bir üst versiyonu bulunuyor. Üst versiyonda 350 km menzile çıkabiliyoruz. Tabii pil teknolojileri sebebiyle pil kapasiteniz artıkça yolcu adediniz azalıyor. Bir alt versiyon olan, yani pil kapasitesi 141 kWh olan modelimize baktığımızda yolcu kapasitemiz artıyor. Bulunduğumuz araç 211 kW/saatlik aracımız toplam 52 yolcu taşıyabiliyor iken bir alt versiyonda yolcu sayısı 58-59’lara ’ kadar çıkabiliyor. Aynı şekilde iki türlü hızlı ve yavaş olmak üzere; AC ve DC şarjımız var. Hızlı şarj ile aracımız 2-2.5 saatte şarj olabiliyor.Kullandığınız ekipmanın sağladığı maksimum güce göre şarj süresi değişiklik gösterebiliyor. Özellikle Avrupa’da bu aracın bulunduğu kategori çok “niche” bir segment. Çünkü normal belediye otobüsü denildiğinde genelde 12 metre algılanıyor; 12 metre birçok yerde filoların ana araçları. Fakat Türkiye’de trafik, şehir ve sokak altyapılarından kaynaklanan eski bir alışkanlık var; taşımacılığı daha küçük araçlarla yapıyoruz. Bu da tabii belediye otobüsçülüğünde 8-8,5 metre segmentini doğurdu. Bu aracımız Avrupa’da çok az rakibi olan bir araç; bu açıdan da daha özel bir araç diyebilirim. Bu aracı da dünyanın çeşitli ülkelerine pazarlıyoruz. Fransa’ya sattık, Litvanya’ya satıyoruz ve süreçlerimiz bu şekilde devam ediyor.”
“Elektrikli Araçlar Filolarımız İçin Büyük Bir Avantaj”
Türkiye’de elektrikli araç sürecinde belediyelerin ya da belediyelere bağlı operatörlerin desteklere ihtiyacı olduğunu belirten Kefoğlu, normal biletleme mekanizmalarıyla bilet fiyatlarının üzerinden yapılan bir hesaplamada elektrikli araçlara geçişin çok kolay olmayacağını; çünkü ilk yatırım maliyetlerinin biraz daha yüksek olduğunu belirtiyor. Kefoğlu sözlerini; “Fakat tüm hayat döngüsü maliyetine baktığınızda ve bir dizel araçla karşılaştırdığınızda dizel araç maliyeti ortadan kalkıyor. Dolayısıyla büyük işletme avantajları var ve ilk yatırım maliyetini yerine getirebilecek finansal güce sahip olduğunuz noktada ciddi bir garanti de veriyoruz. Çok uzun süreler genel giderler azalıyor ve elektrik dışında bir maliyet olmuyor. Bu da filolarımız için büyük bir avantaj. Elektrikli araçların geleceğinin Türkiye’de çok açık olduğuna inanıyorum. Özellikle de bu hesaplar daha sağlıklı yapılmaya başladıkça, satışların daha da istikrarlı şekilde düzenli olarak artığını göreceğiz. Avrupa Birliği’nde de durum böyle ve satışlar katlanarak arttı. Pandemi dönemi boyunca elektrikli otobüs satışlarının da artığını gördük; oysa ki dizel satışları çok yavaşlamıştı.” diyerek sonlandırıyor.
Sayfa başına git
