Türkiye Elektrikli ve Hibrid Araçlar Derneği’nin (TEHAD) verilerine göre elektrikli ve hibrit araç sayısının son bir yılda üç kat arttığı Türkiye, kendi elektrikli arabasını üretmek için hazırlıklarına devam ederken diğer yandan global şirketlerin üretiminde önemli rol üstleniyor. Otomotiv ana sanayinde yaşanan gelişmeler, yan sanayideki dönüşümü de beraberinde getiriyor. Bu araçların dünya genelinde hızla artacağını göz önünde bulunduran otomotiv yan sanayicileri, hibrit ve elektrikli araç parçası üretmek üzere yatırım gerçekleştiriyor. Otomotiv sektöründeki ana ve yan sanayi parça üreticilerine özel endüstriyel çözümler geliştiren CHEP, sahip olduğu bilgi ve uzmanlık sayesinde elektrikli ve hibrit araç parçası üretimlerinin Ar-Ge çalışmaları esnasında iş ortaklarına destek olarak inovasyon ve sevkiyat konusundaki deneyimlerini aktarıyor.
“Otomotiv yan sanayicilerinin rekabet ortamında yerlerini almalarına destek oluyoruz”
Elektrikli ve hibrit otomobillerin yedek parça üretiminde yaşanacak rekabetin kaçınılmaz olduğunu söyleyen CHEP Türkiye, Romanya & Rusya Otomotiv Ülke Lideri Engin Gökgöz, “Son yıllarda önemli gelişmelerin yaşandığı hibrit ve elektrikli araç pazarı hızla büyüyor. Otomotiv sektörü yönünü bu alana çevirmişken yan sanayi de bu dönüşüme kayıtsız kalmıyor. Ancak elektrikli ve hibrit otomobillerin yedek parçaları, benzinli ve dizel araçların parçalarına göre çok daha hassas. Dolayısıyla rekabette öne çıkmak için bu alana yatırım yapmayı planlayan yan sanayicilerin bir strateji haritası oluşturarak doğru yatırımlar yapması gerekiyor. Biz de CHEP olarak yan sanayi üreticilerine destek oluyor, hassas parça sevkiyatına yönelik gelişmiş ekipman çözümlerimizin yanı sıra onlarla uzmanlığımızı ve bilgi birikimimizi de paylaşıyoruz” dedi.
Tedarik zincirindeki riskleri ortadan kaldıran çözümler
Yeni ve hassas parçaların en iyi şekilde korunması için geliştirilmiş katlanabilir plastik konteynerler (FLC) ve özel iç profil çözümleriyle hizmet veren CHEP, tüm parçaları güvenle taşıyor. Otomotiv tedarik zincirinde en çok kullanılan ve uluslararası nakliye konteynerleri arasında yer alan “EuroBin” ve “IsoBin 33”, tedarik zincirinde bulunan riskleri ve zorlukları ortadan kaldırıyor. Yük dengesi sunan hafif ve sağlam yapılı çözümler, katlanarak depolama alanında tasarruf sağlıyor. Bölgesel gereksinimler için farklı yükseklikleri bulunan konteynerler, standart teknik özellikleriyle otomatik üretim hatlarına uygunluk gösteriyor. Yeniden kullanılabilen plastik konteynerler, tıpkı elektrikli otomobiller gibi çevre üzerindeki etkiyi en aza indiriyor ve verimliliği artırıyor.
“İnovasyon ve nakliye optimizasyonundaki deneyimimizi aktarıyoruz”
CHEP’in otomotiv ve diğer sanayi tedarik zincirlerinin en temel ihtiyaçlarını karşıladığına dikkat çeken Gökgöz, “Sahip olduğumuz bilgi birikimi ve dijital dönüşüm süreçlerindeki hakimiyetimizi, iş ortaklarımız için pozitif bir değere dönüştürüyoruz. Yeni araç üretimlerinin Ar-Ge çalışmaları esnasında, paketleme mühendislerimiz iş ortaklarımız olan OEM mühendisleriyle birlikte çalışarak yeni parçaların güvenli taşımacılığı konusunda destek veriyor. Sektörün en iyi uygulamaları konusunda eğitim almış uzmanlarımız, inovasyon ve nakliye optimizasyonundaki deneyimimizi aktarıyor. Bununla birlikte, paket yoğunluğu ve alan kullanımı maliyetlere etki ettiği için hangi parçanın nasıl taşınması gerektiğini inceleyerek daha az atığın ortaya çıkmasını sağlıyoruz” diye konuştu.