MENÜ
İstanbul 15°
Kamyonum
PAYLAŞ 
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
seyit usta, römork, treyler, üst yapı,
filo kiralama, estepe,
TRAFİK SİGORTASI ÇİLESİ
Nizamettin KARADAĞ
YAZARLAR
12 Şubat 2016 Cuma

TRAFİK SİGORTASI ÇİLESİ

Ülkemizin gelişmesi ekonomimizin büyümesi ile birlikte yabancı sermaye şirketlerinin ülkemizle ilgili hesapları da kaçınılmaz hale gelmiştir. Telekomünikasyon da, otomotiv de , sağlıkta ve savunma sanayinde olduğu gibi sigorta sektörü de uluslar arası devlerin iştahını kabartmıştır. 2005’li yıllardan itibaren hızla yabancı sermayenin eline geçen sigortacılık sistemi özellikle motorlu taşıtlarda sürekli primlerin astronomik düzeyde artırılması suretiyle sürdürülemez hale gelmiştir.

Bize benzer diğer kalkınmış ya da kalkınmakta olan ülkelerde üretimi devletten özel sektöre devrettiklerinde üreten devlet yerine denetleyen ve kontrol eden devlet mekanizmalarını çok ciddi düzeyde realize ederek yabancı sermayeye karşı kendi ülkelerini ve tüketicilerini koruma ve kollama metotlarını geliştirmişlerdir. Ne hazindir ki kendi ülkemizde benzer bir ağı görmekte zorlanıyoruz. 20 milyona yakın devasa motorlu aracı olan ülkemizde motorlu taşıt sigortalarını hazine müsteşarlığı denetlemektedir. Kamuoyuna yansımasına rağmen astronomik düzeyde zorunlu trafik poliçeleri düzenlendiği halde yaklaşık iki yıldır kamuoyunu bilgilendirici, doyurucu açıklamaları maalesef göremiyoruz. Karınca kararınca biraz araştırma yaptım, sizlerle paylaşmak istiyorum.

Trafik poliçeleri incelendiğinde zorunlu trafik sigortası poliçelerinde gösterilen teminatlar sürekli standart belirli bir skala çerçevesinde artmıştır. Her yıl yaklaşık  %7 bandında artan teminatlara karşılık sigorta primleri dalgalanmaya bırakılmıştır. Yani teminatın bir parametresi, skalası var ama primin hiçbir parametresi, skalası, tabanı, tavanı yok. Diledikleri gibi belirleme özgürlüğüne sahipler. Nedenini sorduğumuzda, serbest pazar ekonomisi, rekabet gibi halkımızın zekasıyla alay edercesine değişik mazeretler üretilmektedir. Konunun rekabet boyutuna bakıldığında 20 milyonluk yaklaşık 15 milyar TL’lik devasa bir pazarda sadece ve sadece 33 tane sigorta şirketi bulunmaktadır. Öğrendiğim kadarı ile üçü bizim, otuzu yabancı sigorta şirketi kendi aralarında anlaştıkları ve sistemli bir kartel oluşturdukları net bir şekilde görülmektedir. Düşünün aynı marka ve model bir çekiciye 40.000, 30.000, 50.000 veren olduğu gibi en alt rakamlar 15.000 TL, onun altında bulamıyorsunuz. Bu nasıl rekabet? Bir yıl önce 1.500 TL’ye zorunlu trafik poliçesi düzenlenen araç bu yıl 15.000 TL, bunun adı rekabet.

Bu sigorta şirketleri birliğinin düzenlediği istatistikler de gerçeği yansıtmamaktadır. 20 milyon aracımızın olduğu hiçbir trafik poliçesinin ağır vasıtalarda 3.000 altında bineklerde 700 – 800 TL bandında olan sektörde kendi sitelerinde gösterdikleri rakamın 4.372.530.773 TL yazıldığını maalesef görüyoruz. Oysa yazılan primlerin 12 milyar TL civarında olduğu aşikardır. İstatistikleri sürekli bahane ederek prim artış yoluna gitmektedirler.

Ayrıca sigorta şirketleri incelendiğinde özellikle ülkemize araç satan ve yedek parça tedarik zincirini oluşturan ülkelere ait sigorta şirketleri olduğu görülmektedir. Bundan dolayı da kaza esnasında oluşan istismarlar ülkemiz açısından kayıp sigorta şirketlerinin bağlı bulunduğu ülkeler bazında her türlü kazançtır. Nedeni sorulursa sigorta şirketi X ülkenin, araç X ülkenin, yedek parça X ülkenin , parayı ödeyen mazlum halkımız. Biz bu filmi araç muayene istasyonlarında seyretmiştik. Araç muayene istasyonları devletimizin kontrolünde iken istismar had safhaya çıkmış, araç yerine ruhsatı muayene istasyonuna gitmiş, görülmüştür diye kaşelenmiş ve verilmiştir. Muayene istasyonları özelleştikten ve ülkemize ciddi düzeyde araç ve yedek parça satan başka bir ülkeye geçtikten sonra araç muayene istismarı bıçakla kesilir gibi kesilmiştir. Bugün deseler, trafik kazalarında oluşan hasarlar neticesi takılacak parçaların yerli olması zorunludur denilse, tahminimce trafik kazalarında oluşan hasarlardaki istismarlar da bıçakla kesilecektir.

Devletimiz Karayolu Trafik Sigortasını zorunlu kılmışsa halkımız adına da pazarlığını denetimini yapmak zorundadır. İstismarlar bahane edilerek istismar yapmayan insanların haklarını korumama lüksü olamaz. Trafik sigortası primlerinin belirlenmesinde teminatlar baz alınmalı, teminatların artırma oranlarında her yıl artışı sağlanmalıdır. Taban ve tavan uygulaması olacaksa 2011 yılı öncesi primler baz alınarak beş yıllık artış hızı eklenerek adil bir rakam oluşturulmalıdır.
Saygılarımla

Nizamettin Karadağ
Yorum Ekle
Yorumunuz gönderildi
Yorumunuz editör incelemesinden sonra yayınlanacaktır
Yorumlar

   Bu yazı henüz yorumlanmamış...

Yazarın Diğer Yazıları
Sayfa başına gitSayfa başına git
Masaüstü Görünümü  ♦   İletişim  ♦   Künye
Copyright © 2024 Kamyonum