MENÜ
İstanbul 12°
Kamyonum
PAYLAŞ 
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
seyit usta, römork, treyler, üst yapı,
Mümkün Mertebe Değil En Üst Seviye…
Özgür Şener
YAZARLAR
24 Ekim 2022 Pazartesi

Mümkün Mertebe Değil En Üst Seviye…

MÜMKÜN MERTEBE DEĞİL EN ÜST SEVİYE…

Atalarımız “Tedbirde kusur eden, takdire bahane bulur.” demiş. Bu özlü sözü iş kazaları ile açıklamak istersek; Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) tarafından yapılan araştırmaların, iş kazalarının yüzde 50’sinin kolaylıkla önlenebilir kazalar olduğunu, yüzde 48’inin ise sistemli bir çalışma ile önlenebileceğini ortaya koyması, tam da aradığımız açıklama olacaktır. Ülkemizde 30.06.2012 tarihinde Resmi Gazetede yayımlanan İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu, bir işyerine bağlı çalışanların işle ilgili sağlık ve güvenliğini sağlama yükümlülüğünü işverene vermiştir. Kanunun yürürlüğe girmesi ile birlikte, bildiğimiz işyeri tanımına uyan tüm alanlarda; “ofisler, depolar, fabrikalar, rafineriler, dolum tesisleri, hizmet binaları vb.” kanunun ve ilgili tüm mevzuatın şartlarını yerine getirme çalışmaları başlamıştır. Geçtiğimiz yaklaşık on yılda, ülkemizde iş yapan uluslararası şirketler ve ülkemizin büyük şirketleri başta olmak üzere birçok işletmede ve sektörde önemli bir yol kat edilmiştir. İşletmeler, iş kazalarının önlenmesi için hedefler koymuş ve bu hedeflere ulaşmak için “Kazaları Önleyici” çalışmalar yapmaktadırlar. Bununla birlikte tüm bu çalışmalar yapılırken, iş amaçlı araç kullanan sürücülerin karıştığı trafik kazalarının yani onların iş kazalarının önlenmesi çalışmaları günümüzde neredeyse başlangıç aşamasında kalmıştır. Ana iş faaliyeti yük taşımacılığı ve yolcu taşımacılığı olan sektörlerde dahi taşımacılık faaliyetini de kapsayan sektöre özgü bir risk analizi bulmak oldukça zordur. “Önce İş Güvenliği” yazısını giriş kapısına büyük harflerle yazan ve çalışma sahasında, çalışanının sağlık bütünlüğünü korumak için büyük çaba ve kaynak ortaya koyan işletmelerin yetkilileri, çalışanlarını işe getirip götüren serviste çalışanlarının emniyet kemeri takmalarını kontrol etmenin bir iş sağlığı güvenliği gerekliliği olduğunun farkında olmayabilmektedir. Personel servisi sürücüsünün çalışanlarını taşırken yasal hız limitlerine uymasının sağlanması da, serviste kullanılan aracın tüm yasal şartları sağlaması da işverenin yükümlülüğüdür.  “Önce İş Güvenliği” yazan kapıdan girerek kendisine malzeme getiren sürücünün kullandığı araç için gerekli tüm yasal belgelere sahip olduğunun kontrolünden de kapıdan girişe izin veren işveren sorumludur.

European Transport Safety Council (ETSC) Avrupa Birliği ülkelerinde gerçekleştirdiği bir çalışma ile tüm birlikte meydana gelen trafik kazalarının yüzde 40’ının iş faaliyetlerinden kaynaklandığını ortaya koymuştur. Bizim ülkemizde bu yönde yapılmış bir çalışma bulunmamakla birlikte benzer bir oranın olduğunu düşünürsek, trafik kazalarının önlenmesinde özel sektörün önemi anlaşılacaktır.

Devletten aldığı izin ile bir ticari faaliyet gerçekleştiren tüm işletmelerin kendi ticari faaliyetinden kaynaklı trafik kazalarını önlemesi, ülkemizdeki trafik kazalarının ve bu kazalardan kaynaklı kayıpların önlenmesinde kritik bir öneme sahiptir.

Taşımacılık denilince aklımıza ilk olarak yük ve yolcu taşımacılığı dolayısı ile tırlar ve otobüsler gelmektedir. Oysa işletmelerin neredeyse tamamında mutlaka bir araç hareketi olmaktadır. Bina yapımı için beton mikserleri, inşaat işlerinde hafriyat kamyonları, ilaç sektöründe ilaç mümesilleri, firmaların satış temsilcileri, kargo şirketlerinin kuryeleri, gıda sektörünün dağıtım araçları, tehlikeli madde taşımaları, personel servisleri, okul servisleri, taksiler, minibüsler, dolmuşlar derken her gün yollarda olan sürücü ve araçların listesi uzayıp gidecektir.

Trafik kazalarında ölen ve yaralanan insanlarımızın geri döndürülemez kayıplarını düşündüğümüzde gerçekleşen kazaların ülkemiz ekonomisine etkisini rakamlarla ifade etmek insanın içini acıtsa da siz değerli okuyucularımızın kafalarında her şeyin net olmasını istediğim için paylaşıyorum.

2021 yılında meydana gelen 1 milyon 186 bin 353 trafik kazası kayıtlara geçti. “Bir milyon yüz seksen altı bin üç yüz elli üç!”

Bu kazalarda 5 bin 362 insanımız hayatını kaybetti. Ülkemizde 5 bin nüfusun altında 200’e yakın ilçemiz vardır. Her yıl bir ilçede yaşayan insanımız kadar insanımızı trafik kazlarında kaybediyoruz.

Bu kazalarda 274 bin 615 insanımız yaralandı. “İki yüz yetmiş dört bin altı yüz on beş!” Yalova, Burdur, Karaman, Erzincan, Kırşehir’in de içinde olduğu 15 şehrimizde yaşayan insanımız kadar insanımız trafik kazalarında yaralanıyor.

Trafik kazalarından kaynaklı ekonomik kayıp ise 108000000000 TL. “Yüz sekiz milyar Türk Lirası.” Evet, yanlış yazmadım inanın; Yüz sekiz milyar Türk Lirası!

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığının 2022 yılı bütçesi 83 Milyar TL., Sağlık Bakanlığının 2022 yılı bütçesi 116 Milyar TL. Bu ekonomik boyut trafik kazalarının insanımıza verdiği zararın büyüklüğünü sanırım anlatabiliyordur.

Bu kadar kayıp ortadayken trafik kazalarının çok önemli bir sonucunu daha sizlerle paylaşmak isterim. Trafik kazlarından en çok etkilenen yaş grubu 25-45 yaş arasıdır. Ülkemiz yetişmiş insan gücünü trafik kazalarında kaybetmektedir. Tüm bu tablo, iş hayatından kaynaklı trafik kazalarını önleme çalışmalarının bugün ve hemen başlaması gerektiğini göstermektedir.

Tedbirde kusur etme lüksümüz kalmadı. Trafik kazalarının önlenmesini devletten bekleme lüksümüz kalmadı. Trafik kazaları bizlerin, büyüklerimizin, çocuklarımızın yaşamını tehdit ediyor. Trafiğe çıktığımız her an ölüme, yaralanmaya bu kadar yakın olmayı hiçbirimiz hak etmiyoruz.

Gerçekleştirdiği faaliyet için araç kullanan tüm özel sektörü trafik kazalarının önlenmesi çalışmalarını başlatmaya davet ediyorum. Avrupa Birliği ülkelerindeki trafik kazalarının yüzde 40’ının iş hayatından kaynaklı olduğu sayısını dikkate aldığımızda ve ülkemize uyarladığımızda sizlerle paylaştığım trafik kazası sayıları ve olumsuz etkilerinin neredeyse yarısını azaltma potansiyelimiz olacaktır.

İş faaliyetinden kaynaklı tüm trafik kazaları iş kazası olarak değerlendirilmeli ve bugünden başlayarak trafik kazalarını önleyici faaliyetler başlatılmalıdır. Trafik ortamı açık bir ortam olduğu için, kapalı sistemler olan; ofislerde, depolarda, endüstriyel tesislerde, fabrikalarda yapılan kaza önleyici faaliyetlerin, sürücülerin trafik kazasına karışmasının önlenmesi için yapılamayacağı düşünülmektedir. Oysa günümüzde uzaktan izlenebilen araç içi ve dışı teknolojik altyapılar “Yapay zeka destekli kameralar, araç takip sistemleri, sensörler vb.” tüm sürücü davranışlarını tespit etme, sürücü risk analizleri yapma, sürücülere geri bildirim verme, ihtiyaçları olan eğitimleri verme ve sonuçta sürücülerin güvensiz sürüş alışkanlıklarını güvenli davranışlara dönüştürme şansını vermektedir. Araçlı yaptıkları faaliyetler kapsamında risk analizleri yaparak bu analiz sonuçlarına göre gerekli trafik kazası önleme çalışmalarını sistemli bir şekilde yapan şirketlerin ülkemiz yollarında milyonlarca kilometre trafik kazası yapmadan ticari faaliyetlerini gerçekleştirdiklerini bilmekteyiz.

İş dünyası, “Mümkün Mertebe” değil, tüm gücü ve kaynakları ile “En Üst Seviyede” trafik kazalarını önleme faaliyetlerine başlamalıdır. İş kazaları ile benzer şekilde trafik kazalarının yüzde 98’si önlenebilir. Hiçbirimiz trafik kazasında ölmek, yaralanmak, ekonomik kayıplara uğramak zorunda değiliz ve bunu hak etmiyoruz.

Yorum Ekle
Yorumunuz gönderildi
Yorumunuz editör incelemesinden sonra yayınlanacaktır
Yorumlar
 Muammer Ünlü
 3 Kasım 2022 Perşembe 09:07
Değerli hocam, sohbetlerimizin yazıya döküldüğü ve daha fazla kişinin istifadesine sunulduğu bir çalışma olmuş yazınız.. kaleminize sağlık. selam, sevgi ve saygılarımla.. iyi ki varsınız..
Yazarın Diğer Yazıları
Sayfa başına gitSayfa başına git
Masaüstü Görünümü  ♦   İletişim  ♦   Künye
Copyright © 2024 Kamyonum