İhracatın Motor Gücü Lojistik

Pandeminin küresel düzeyde yarattığı sıkıntıların kısa sürede atlatılmayacağı tüm uzmanlarca dile getirilen bir konuydu. Halihazırda küresel düzeyde özellikle döviz üzerinden bir ekonomik dalgalanma var. Gelişmiş kıta Avrupa’sı ülkelerinde dahi enflasyonun yükseldiği görülüyor. Türkiye’nin bu küresel kriz ortamından etkilenmemesi mümkün değildi. Nitekim iki aya yakın bir süredir, görülmedik bir döviz kuru yükselişleriyle karşı karşıya.

Ülkemiz farklı ekonomik darboğazları aştığı gibi, bunu da atlatacaktır; ancak biraz da bunun yollarına bakmak gerekir.

Devlet makamları açıklamalarında ihracat girdisini önemsediklerini söylüyor. Bu açıklamalar, en çok bu noktada hizmet ihracatı içinde yer alan bir sektörün mensubu olarak bizler için önemli. Tabii bu bize ayrıca bir sorumluluk da yüklüyor. Zira, ülkemiz şu anda döviz girdisine ciddi bir ihtiyaç duyuyor. Cari açığın kapanması, ülkemize döviz girdisinin sağlanarak dengenin kurulması adına sektörümüze çok önemli sorumluluklar düşüyor. Ülkeye ne kadar çok döviz getirebilirsek devlete ve genel olarak ülke ekonomisine katkı sunacaktır. Ekonomiyi ayakta tutan bu dengelerdir.

Her dönem ihracatın motor gücü olan lojistik sektörü bu kritik zamanda da ekonominin rahatlaması adına üzerine düşeni yapacaktır.

Ekonominin gündeminde olan bir diğer konu da asgari ücret ve istihdam endişesi. Öncelikle belirlenen asgari ücretin çalışanlar için olumlu olduğunu düşünüyoruz. Başka sektörler adına konuşmak bizim konumuz olmamakla beraber, ihracatın temelini oluşturan lojistik sektörünün bu dönemde istihdama da olumlu katkı sunacağını söylemek mümkün. Lojistik sektörü en çok istihdam yaratan sektör olmaya devam edecektir. Özellikle son bir aydır görüştüğüm meslektaşlarımızın da benzer bir gayret içinde olacağını söylemesi fikren bizi doğruluyor. Araç sayılarının artması, çalışma ofislerimizin büyümesi daima istihdamı arttıran unsurlar olacaktır. Çünkü ihracat alanında yaşanan gelişim ve büyüme daima bizim istihdamı da büyütmemize katkı sağlıyor.

Sektörümüz, ihracatta olduğu gibi istihdamda da yükselecek bir potansiyele ve motivasyona sahip.

Peki bu durumda lojistik sektörünün gelecek adına en çok ihtiyaç duyduğu husus nedir? Açıkçası istihdamda süreklilik adına en çok ihtiyaç duyulan şey mesleki eğitimdir. İş alanlarımız, günden güne lojistik bölümlerinde eğitim almış üniversite mezunlarından oluşan bir yapıya bürünüyor. Eğitimli personele ihtiyaç olduğu kesin. Ancak, mesleki eğitimin en azından lise yıllarından başlaması gerekiyor. En önemlisi mesleki eğitim almak bir eksik ya da kusur değildir. Sektörümüze günden güne yüklenen sorumluluğun hafiflemesi adına mesleki eğitimin bir politika olarak geliştirilmesi yerinde olacaktır.

Tabii, bununla beraber küresel bir iş olan lojistik sektörüne yönelen personel adayının uluslararası geçerliliği olan bir yabancı dili öğrenmesinin gerekliliğinin de altını çizelim.

Mustafa İMRAK