MENÜ
İstanbul 12°
Kamyonum
PAYLAŞ 
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
seyit usta, römork, treyler, üst yapı,
filo kiralama, estepe,
Avrupa Yeşil Mutabakatı
Av. Bilun ELMACIOĞLU
YAZARLAR
12 Mayıs 2021 Çarşamba

Avrupa Yeşil Mutabakatı

 Avrupa Birliği (“AB”), Avrupa Yeşil Mutabakatı – European Green Deal (“Yeşil Mutabakat”) ile iklim ve çevreyle ilgili zorluklarla mücadele konusunda yeni taahhütler öngören geniş ve etkili düzenlemeler içeren bir yol haritası sunmuştur. Mutabakat kapsamında 2030’a kadar karbon salımını %50 oranında azaltma, 2050’de ise karbon salımını sıfıra indirme hedeflerine ulaşmak için yeni stratejiler belirlenmektedir. Bu hedeflere ulaşabilmek için kademeli olarak yeni sektörel kriterler, vergiler ve iş modelleri uygulamaya konulacaktır.

 

Avrupa Birliği’nin Hedefi Nedir?

1990-2018 arasında AB ekonomisi %61 büyürken sera gazları %23 azaltılabilmiştir. Mevcut politikalarla devam edilmesi durumunda 2050’ye kadar ancak %60’lık bir azalma sağlanabilecektir. AB 2050’de karbon nötr olabilmek adına “AB İklim Yasası” hazırlamaktadır. AB Emisyon Ticaret Sistemi’nin kapsadığı sektörler artırılacaktır. Etkili bir karbon fiyatlaması yeni politik reformlarla mümkün olacaktır. Çevresel konular üzerine yoğunlaşarak Enerjinin Vergilendirilmesi Direktifinde revizyon gerçekleştirilecektir.

 

Yeşil Mutabakat, AB’nin 2050’ye kadar net sera gazı emisyonlarının sıfırlanması, ekonomik büyümenin kaynak kullanımına bağlılığının sona ermesi ve kimsenin ve hiçbir bölgenin geride bırakılmaması temel hedeflerini içeren yeni büyüme stratejisidir. Yani Yeşil Mutabakat, emisyonları azaltırken iş imkanları yaratacak ve yaşam kalitesini artıracaktır.

 

Tanımlanan hedefler kapsamında bu büyüme stratejisi;

1) 2030 ve 2050 için AB’nin iklim hedeflerini arttırmak,

2) Temiz, güvenli ve ulaşılabilir enerji sağlamak,

3) Temiz ve döngüsel bir ekonomi için endüstriyi harekete geçirmek,

4) İnşaat ve yenilemede enerji ve kaynak verimli bir yol izlemek,

5) Tarladan sofraya: adil, sağlıklı ve çevre dostu bir gıda sistemi tasarlamak,

6) Toksik içermeyen bir çevre için sıfır kirlilik sağlamak,

7) Sürdürülebilir ve akıllı hareketliliğe geçişi hızlandırmak, 

8) Ekosistemleri ve bio çeşitliliği korumak gibi çeşitli ilkeler hedeflemektedir. 

 

Karbon Sınır Vergisi ve Karbon Sınırı

Karbon sınır düzenlemesinin temel amacı, karbon kaçağını önleyerek iklim değişikliğiyle mücadele etmektir. Karbon vergisi bugüne kadar çok kez önerilse de çok az uygulanabilmiştir. Ancak özellikle son dönemde AB’nin 2021 yılı içinde karbon sınır vergisi uygulama planını yürürlüğe koyması yüksek ihtimal olarak değerlendirilmektedir. Farklı fiyatlama enstrümanlarının da iklim hedefleriyle uyumlu vergilendirme sistemiyle birleştirilmesi hedeflenmektedir. 

 

Karbon sınır vergisinin olası etkileri şunlardır; AB’nin karbon sınır vergisi uygulaması AB pazarının boyutları ve önemi sebebiyle dünya ticaretini etkileyecektir. Karbon ayak izinin azaltılması meselesi dünya ticaretinde öne çıkacak bir çalışma özelliği taşımaktadır.  AB açısından, daha az adaptasyon kabiliyetine sahip olan rakipleri karşısında AB’ye avantaj sağlayacak ve karbon ayak izi yüksek olan sektörler açısından önemli bir handikap oluşturabilecektir.  Düşük karbonlu üretim yapan üreticiler açısından rekabet avantajı yaratacak bir uygulama olacaktır. 

 

Örneklendirmek gerekirse, Sınırda Karbon Vergisi hedefindeki sektörler; çelik, alüminyum ve diğer metal sektörleri, cam ve seramik, çimento, madencilik ve taşocağı işletmeciliği ve imalat sanayidir.

 

Türkiye Nasıl Etkilenecek?

Ülkemizin en önemli ticaret ortağı olan AB içerisinde yaşanan olumlu olumsuz tüm değişiklikler dolaylı ya da dolaysız olarak ülkemizi derinden etkilemektedir. Özellikle ihracatta yaklaşık %55 paya sahip olan AB içerisindeki çevre ve iklim odaklı gelişmelerin de Türkiye’yi doğrudan etkilemesi kaçınılmaz olacaktır. 

 

Türkiye, AB üyesi olmadığı için gümrük birliği konusunda belirsizlikler bulunmakta, gümrük birliği görüşmeleri için bu anlaşmanın onay şartı bulup bulunmadığı henüz belirsizdir. 

İkinci olarak AB Komisyonu tarafından belirlenecek sektörler için eşyanın karbon içeriği dikkate alınarak “Sınırda Karbon Düzenlemesi” mekanizmasının teklif edileceği ve düzenlemenin öncelikli olarak çelik, alüminyum ve çimento gibi sektörlere 2021 itibarıyla uygulanmaya başlanacağı ifade ediliyor. Özellikle Dünya Ticaret Örgütü (DTÖ) kurallarına nasıl uyum sağlanacağı, şartları yerine getiremeyen şirketler ya da eşyalar mı yoksa ülke mi esas alınacak gibi konular belirsizliğini koruyor. Türkiye açısından ise ihracatta önemli bir pazar olan AB tarafından bir ithalat vergisi getirilmesi ciddi anlamda ihracatta rekabeti olumsuz bir şekilde etkileyebilir. 

 

İhraç edilen ürünlerle ilgili, AB tarafından ürünlere yönelik yeni standart ve etiketleme yöntemine geçilmesi talep edilmektedir. Örneğin; motorlu kara taşıtları emisyon limitlerinin düşürülme önerisi ya da ürünlerde geri dönüştürülmüş malzeme kullanımı hedefi zorunluluğu gibi. Özellikle otomotiv, beyaz eşya gibi sektörlerde bu standartları yakalamak için ilave yatırımlar yapılması ve standartlara uyum için çalışma yapılması zorunlu hale gelmiştir.

 

Avrupa Yeşil Mutabakatı Adına Nasıl Bir Çalışma Yapılmalı?

Avrupa Yeşil Mutabakatı ile Sınırda Karbon Düzenlemesi’nin temeli karbon emisyonlarına dayanmaktadır. Karbon ayak izinin hesaplanması önemli bir başlangıçtır ve şirketler tarafından bu hesaplamaların yapılması gereklidir. Bu düzenlemelerin devamında ürün karbon ayakizinin de hesaplanması gerekecektir. 

AB’nin 2022 yılı başında “Sınırda Karbon Düzenlemesi”ni uygulamaya koyması bekleniyor.

                                                                                                                         

Stj. Yağmur Aydın

Av. Bilun Elmacıoğlu

 

 

Yorum Ekle
Yorumunuz gönderildi
Yorumunuz editör incelemesinden sonra yayınlanacaktır
Yorumlar

   Bu yazı henüz yorumlanmamış...

Yazarın Diğer Yazıları
Sayfa başına gitSayfa başına git
Masaüstü Görünümü  ♦   İletişim  ♦   Künye
Copyright © 2024 Kamyonum