MENÜ
İstanbul 17°
Kamyonum
PAYLAŞ 
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
Facebook'ta Paylaş
seyit usta, römork, treyler, üst yapı,
Uluslararası Nakliyeciler Derneği (Und) Strateji ve İş Geliştirme Başkanı Fatih Şener; ''Türk Taşımacısının Maliyeti Batılılardan Daha Farklı''
Dosya
28 Aralık 2020 Pazartesi 10:45

Uluslararası Nakliyeciler Derneği (Und) Strateji ve İş Geliştirme Başkanı Fatih Şener; ''Türk Taşımacısının Maliyeti Batılılardan Daha Farklı''

Kamyonum Dergisi Genel Yayın Yönetmeni Nuray Pekcan gündemin önemli konularından Covid-19 aşısının taşınması, lojistik sektörü, sınır kapılarındaki sorunlar ve yabancı sermayeye ilişkin sorularını UND Strateji ve İş Geliştirme Başkanı Fatih Şener’e yöneltiyor. Şener, sektörün önemine değinirken “Lojistik bir sektör olduğu kadar aslında bütün sektöreleri de sırtında taşıyan bir omurga.” diyor.

“TÜRK ÜRÜNLERİNİN REKABET GÜCÜ ARTTIĞINDA TÜRKİYE İHRACAT YAPACAK VE KALKINACAKTIR”

“EKONOMİNİN TİCARET İLE KALKINACAĞINI BİLENLER TÜRKİYE’YE SUNİ ZORLUKLAR ÜRETİYORLAR”

Söyleşimizin detayları;

“Ekonominin durumunu merak ediyorsanız  ‘yollara bakın, yollarda kamyonlar gidiyor mu! Gidiyorsa ülkede bir şeyler yürüyor demektir’ derler. Biz ağırlıklı olarak uluslararası boyutuna bakıyoruz; çünkü zenginlik dışarıdan gelen para ile oluyor. Bir şeyin değeri yokluğunda anlaşılır derler; haritada Türkiye’yi olduğu yerden kaldırdığımızı düşünün. Türkiye’nin değerini onu kaldırdığınızda görüyorsunuz.  Lojistik anlamında çok ciddi bir potansiyeli barındırıyoruz. Son dönemde bu daha çok anlaşılmaya başladı. Lojistik okulları açıldı, dünyanın en büyük havaalanları ve duble yollar gibi altyapı çalışmaları yapıldı. Üstyapıda da mevzuat ile ilgili birtakım gelişmeler var. Yani uluslararası boyutta bakarsanız Türkiye’deki lojistik aslında Türkiye’nin genel ekonomik durumuna çok bağlı. Lojistik kabiliyetimizi ülkenin kalkınmasında bir kaldıraç olarak kullanabiliriz. Bunun Türkiye’de milli strateji haline gelmesi lazım.”

“Türkiye Dış Ticareti Taşıyacak Lojistik Altyapıya Sahip Değil”

“İhracat ile kalkınıyoruz; Türkiye dış ticareti taşıyacak lojistik altyapıya sahip değil. Ülkelere ulaşmak için Türkiye’nin yeteri kadar geçiş belgesi yok. Mesela Rusya’ya yıllık yaklaşık 40 bin sefer yapmamız gerekiyor; ancak bizim belge sayımız bunun dörtte biri kadar. Dolayısı ile ihracat zorlukla yapılıyor. Yani Rusya’ya; Macaristan, Bulgaristan, Romanya üzerinden gitmek için yollar arıyoruz. Bizim Avrupa’ya Almanya’ya ulaşmamız için Macaristan’dan geçmemiz gerekiyor ve düne kadar belge yoktu; ancak anlaşması imzalandı, 2021’de çözülecek.  Biz Bulgaristan, Romanya, Moldovya üzerinden Almanya’ya gitmeye çalışıyoruz. Türkiye’yi dış ticarete taşıyacak bir belge, kota ve vize altyapısı yok.”

“Kapıkule’den 2 Bin Araç Çıkartabilsek Kapıkule’nin Sorunu Çözülür”

 “Kapıkule’nin kapasitesi yetmediği için 24 saatte bin 27 tır çıkış yapmış; 2 bin 87 tır da bekliyormuş. Geçen sene 900 araç çıkış yaparken Bakanlığımızın çalışmaları ile bunu yüzde 20 arttırdık ve bin 50, bin 100 rakamlarına çıktık; ancak 2 bin 87 araç bekliyor. Yani neredeyse 40 kilometre kuyruk var. Gürbulak’ta İran’a 400 civarında araç geçiyor; 400’ü daha bekliyor. Sarp’tan Gürcistan’a 500 civarında araç geçmiş, 700 araç bekliyor. İhracatlar Türkiye’den cuma ve cumartesi gittiği için kuyruklar daha da artıyor. Habur’dan 2 bin araç çıkabiliyor, Kapıkule’den 2 bin araç çıkartabilsek Kapıkule’nin sorunu çözülür.”

“Kamuoyunun Dikkatini Çekecek Bir Aksiyon Yapacağız”

“TOBB aslında 18 yıl önce tüm kapıları yeniledi; Gürbulak UND’nin yenilemesi ile Cumhuriyet tarihi boyunca ilk defa yıkılıp yapıldı. Aslında bizim kapımızın Kapıkule’den yüzde yüz daha fazla araç geçiriyor olması gerekiyor. Tabi kapının iki tarafı var; bizim taraf ile konuştuğumuzda ‘sebep Bulgaristan’ deniyor. Bulgaristan sebebin biz olduğumuzu söylüyor. Biz orada biraz çaresiziz; ancak kamuoyunun dikkatini çekecek bir aksiyon yapacağız.”

“Kapıkule’de Kapasite Sorunu Var ve Biz Çaresizce Bakıyoruz”

“Türkiye aynı anda iki asma köprü ve dev tüneller yapacak güce sahip. Kapıkule’de kapasite sorunu var ve biz çaresizce bakıyoruz. Normalde 9-10 peron; mesela Bulgaristan tarafına girerken 8 peron ve 2 tane de Bulgaristan pasaport noktası var. Pasaport noktasında çok kısa sürede geçilebileceği için ‘diğer 8 peron iş yetiştirir’ diyorlar; ancak Bulgaristan pasaport noktasında bir de kaçak insanlar için karbondioksit ile kontrollere başlayınca işler uzadı ve bu da yığılmalara neden oluyor. Yani oradaki kapasiteyi arttırmamız gerekiyor.”

“Artık Macaristan’dan Geçmek Bizim İçin Sorun Olmaktan Çıkıyor”

“Batıya çalışan nakliyeciler dünya ile rekabet ettikleri için teknolojileri çok iyi. Tehlikeli madde taşımada ADR formasyonuna uygunlar. Bütün uluslararası mevzuatlara uydukları için araçları çok bakımlı ve kontrollü. Aslında batı nakliyecisinden geri kalır yanımız yok; ancak bayrağı esas alan bazı kısıtlamalar var. Mesela Macaristan’a yaklaşık 36 bin belgemiz var; ancak ihtiyaç belki 100 bin. Sıkıntılar vardı, belgeler yetmiyordu; ancak anlaşma imzalandı. Macaristan  110 bin belge verdi; artık Macaristan’dan geçmek bizim için sorun olmaktan çıkıyor.”

“Şikayetçi Olmak Yerine Yeni Bir Alternatif Üretmek Lazım”

“Ticaret Bakanımızın açıklamasına göre; 2019’da 24 milyar dolar lojistik hizmeti ihracatımız var. Cironun yaklaşık 8-10 milyar doları havayolu ile olduğu için biraz düşmüştür; ancak karayolu ve denizyolu taşımacıları işlerini yapmaya devam ediyorlar. Aslında bu Türkiye’nin cari açığını kapatmaya yönelik bir araç. Batıya gitmek için iki yol var; biri karayolu diğeri de denizyolu.  Gemi şirketlerini nakliyeciler kurmuşlardır. Bu şirket 2006 yılında satıldı; bir fon satın aldı KKR, sonra ondan başka bir fon satın aldı. 3. müşteri  kuzeyli DFDS;  önemli bir Roro işletmecisi oldu. Pandemi dolayısı ile onlar için de zor oldu; gidecek nakliyeci olmadı ya da gidebilecek nakliyecilerimiz de sefer yapılmadığı için gidemedi. Ancak nakliyecilerin  Roro fiyatları ile ilgili sıkıntılarının olduğu söyleniyor. Şikayetçi olmak yerine yeni bir alternatif üretmek lazım. Yani ya yeni bir Roro gerekiyor  ya da karayolu ile gitmeniz gerekiyor. Bir noktadan  sonra serbest piyasa ekonomisi de gereğini yapacaktır; rekabet iyidir, bu her şirket için söz konusu.”

“Türk Taşımacısının Maliyeti Batılılardan Daha Farklı”

“Türk taşımacısının maliyeti batılılardan daha farklı; yolda bizim ödediklerimiz çok daha fazla. Türk tarafı Bulgaristan’a 86 euro ödüyor, Bulgaristan tarafı ödemiyor. Yani İstanbul’dan Almanya’ya yük alıyorsa bizden 86 euro daha fazla kazanıyor. Bizim araçlarımızın yüzde 50’si vaktini yurt dışında geçiriyor. Araçlarımıza trafik sigortası yaptırıyoruz; bir de yeşil sigorta diye bir sigortayı da yurt dışına çıkarken yaptırıyoruz. Bizim yaklaşık bin dolar yurt dışındaki sigortamız, bin dolar da yurt içindeki sigortamız; fakat bir Bulgaristan şoförü 600 dolara hem yurt dışında hem de Türkiye’de geçen bir sigorta yaptırıyor. İngiltere bu yıl için nakliyecisinden motorlu taşıt vergisini almadı; bu da bir destektir. Türkiye’de pandemi sürecinde maliyetler devam etti. Motorlu taşıt vergisi aslında keyfi olarak trafiğe giren çıkan araçlardan alınmalı; ticari araçtan yani para kazanan ve kazandığı paradan vergi ödeyen bir araçtan vergi almak komik bir durum. Dünyada da örnekleri var; ancak bu uygulamanın değişmesi gerekiyor.”

“Eşitsizlik Üzerine Serbestlik Olmaz; Şartları Eşitleyelim”

“Lojistik hizmet ihracatı 24 milyar dolar, otomotiv ihracatından daha değerli. 24 milyarın yaklaşık 18 milyarı zaten ithalat; motor, şanzıman… Ama lojistik hizmeti öyle değil; kemiksiz para. Dolayısı ile bu daha değerli ve devletin buna böyle bakması gerekiyor.  Türkiye’de yıllarca nakliyeciler Ticaret Bakanlığından ‘ihracatçıya destek olun, ihracatçı ticaret yapsın da bizimkiler taşısın’ diye destek istemiş. Sektörde ‘bana destek olun’ deme alışkanlığı yok. Biz serbestlik olsun demiyoruz, eşitlik olsun diyoruz. Eşitsizlik üzerine serbestlik olmaz; şartları eşitleyelim. Bizim şoförümüz fedekardır, başarır; ancak bir eşitsizlik var. Hiçbir noktada dünya şirketlerini daha avantajlı şekilde ülkeye sokmak doğru değil. Dünyadaki firmalar ile rekabet gücü arttırılsın, şartlar eşitlensin sonra ülkeye girsinler.”

“Devlet Bize Vermekten Önce Almaktan Vazgeçsin”

“Devlet bize vermekten önce almaktan vazgeçsin; bu bile başlı başına bir katkı. Mesela devlete her araç için 500 lira para ödediğiniz bir taşıt kartı var. Bin aracı olan firmamız 500 bin lira ödüyor. Taşıt kartı basılı değil; sizin yazıcıdan çıkarttığınız bir kağıt. Polis kontrolünde gösteriyorsunuz sonra polis doğruluğu için bilgisayara bakıyor. Bilgisayara bakacaksa ben bu kağıdı neden alıyorum? Neden 500 lira veriyorum? Bu bütün ülkeler için böyledir. Biz, ‘yabancıdan isteyemeyeceklerini bizden de isteme’ diyoruz. Gümrüğe saat 17.00’den sonra gittiyseniz sizden fazla mesai ücreti alıyor. ‘Yabancıdan alıyor musun?’ deyince, ‘Almıyorum, ben bunu yabancıdan alırsam sen  Sırbistan’a gittiğinde o da senden alır.’ diyor. İran kendi vatandaşından ve hatta kimseden fazla mesai ücreti almıyor; geçerken bizden alıyor. Bize, ‘Sen kendi ülkende veriyorsun bize neden vermeyesin.’ diyor.”

“Şu An Türkiye’nin Altyapısı -70 Derecede Taşımaya İmkan Vermiyor”

“Şu an Türkiye’nin altyapısı -70 derecede taşımaya imkan vermiyor; hatta dünyada yok. Şartları zorlayarak aşıyı uçak ile -70 derece çok özel bir şekilde getirdiniz; peki nasıl dağıtılacak? Herhalde aşı İstanbul’a getirilecek sonra aşı insanlara gitmeyecek insanlar aşıya gidecek. -70 derece isteyen sadece Almanya’daki aşı; bunun için de sanırım -70 derecenin altındaki sıcaklıklarda da muhafaza etmenin arayışını sürdürüyorlardır. Aksi taktirde ciddi sıkıntılar çekilecek veya soğutucu üreticileri önce bu konu ile ilgilenecekler. Belki Çin aşısı bu özelliği itibari ile bunların önüne geçer; ama Pfizer aşısı için bir çare bulunacaktır. Bizlere bu konu ile ilgili devlet bir bilgilendirmede bulunmadı; ancak dünya bunun cevabını arıyor. Anlaşılan soğutma teknolojisi bugüne kadar böyle bir dereceye ihtiyaç duymamış. Öncelikle bunu taşıyacak, soğutacak teknoloji için düğmeye basmış olmaları gerekiyor.”

“Acil Şekilde Hızlı ve Ucuz Eşya Taşımacılığına Yatırım Yapılması Gerekiyor”

“Bu ülkenin ekonomisi var; üretiyor ve yurt dışına satıyor. Herkes bir iş yapar; ancak bir de milli tarafı var. Türkiye’nin lojistik altyapısı; denizyolu, demiryolu,  karayolu ve havayolu dengeli dağılmamış. Yani bu Türkiye’nin lojistik maliyetleri yüksek demek. Karayolu yıpranma ve yenileme masraflarına bakarsanız  Türkiye’de demiryolu taşımacılığının biraz daha artması lazım. Türkiye’de demiryollarında biraz yatırım var; fakat yolcu taşımacılığına odaklı. Türkiye’de insan bir şekilde taşınıyor; acil şekilde hızlı ve ucuz eşya taşımacılığına yatırım yapılması gerekiyor. Duble demiryollarına biran önce geçmemiz lazım. Böylece Türkiye’nin genel üretim maliyeti ve dünya pazarında Türk ürünlerinin rekabet gücü artacaktır. Rekabet gücü arttığında Türkiye ihracat yapacak ve kalkınacaktır.”

“Ülkenin Çıkış Kanallarının Kapasitesinin İyi Olması Gerekiyor”

 “Cumhuriyet önemli bir endüstri olan tarımı inşa etmiştir;  bunları ihraç ederek ve döviz kazandırarak bu ülkeyi kalkındırmamız gerek. Bunun için de ülkenin çıkış kanallarının kapasitesinin iyi olması gerekiyor. Yeteri kadar kapıya ihtiyacımız var; kapıyı açtıktan sonra da yollardaki güzergahı açmamız gerek. Türkiye’nin tüm Bakanlıkları lojistik sıkıntılarımızı bilmeli; herhangi bir ülkenin herhangi bir Bakanlığının bir isteği olduğunda,  ‘siz de şu işi çözün’ denilebilmeli. Çünkü ekonominin ticaret ile kalkınacağını bilenler Türkiye’ye suni zorluklar üretiyorlar ve bunu daha çok karayolunda yapıyorlar. Tüm Bakanlıklar ile ihracatın önü açılmak zorunda ve sektörün bu sorunlarının çözülmesi gerekiyor.” 

 

Yorum Ekle
Yorumunuz gönderildi
Yorumunuz editör incelemesinden sonra yayınlanacaktır
Yorumlar

   Bu haber henüz yorumlanmamış...

Benzer Haberler
Sayfa başına gitSayfa başına git
Masaüstü Görünümü  ♦   İletişim  ♦   Künye
Copyright © 2024 Kamyonum