“ARACIMIZI KAÇAK YÜRÜTÜYORUZ; ÇÜNKÜ GEÇİŞ BELGEMİZ YOK”
Uluslararası nakliye firması olmalarının Kaynaşlı Taşıyıcılar Kooperatifi ile başladığını belirten İbrahim Kaya şunları dile getiriyor; “Devamında kendi gücümüzle ile belirli firmalar meydana getirdik; Türkiye ve yurt dışı olmak üzere çalışmalarımıza başladık. 2005 yılının sonunda şirketimizi kurduk. Esas kuruluşumuz 1997’dir; fakat belgemizi 2005 yılında aldık ve bu tarihten beri sektöre hizmet ediyoruz. Avrupa hattında çalışıyoruz ve 33 araç ile hizmet veriyoruz. Çalıştığımız belli firmalar var; her türlü taşımalarını yapıyoruz.”
“Gereken Her Türlü Mücadele Veriliyor; Fakat Biz Bir Yerlere Ulaşamıyoruz”
Nakliye sektörünün 2013 yılından beri sıkıntı içerisinde olduğunu vurgulayan Kaya, sektörün sorunlarına şu sözlerle değiniyor; “Şu an nakliye sektöründe zorluğun olmadığı bir dönemimiz yok. Nakliye sektöründeki tüm arkadaşlarımız 2013 yılından bu yana büyük bir sıkıntı içerisinde. Bulgaristan’da vize, geçişler, Kapıkule… Bir aracımızın geçişi 24 veya 30 saatte sağlanıyor. Peronlar için göstermelik desek abartı olmaz. Kapıda, parklarda, kantarda para ödeniyor. UND’nin yaptırdığı parklara para veriliyor. Şu an belki 3 tane peron çalışıyor. Arkadaşlarımızdan aldığımız bilgilere göre; 3 tanesi çalışıyor 2 tanesi çalışmıyor ya da 5 tanesi çalışıyor 3 tanesi çalışmıyor. Bir de bizim sistemimizde yanlışlık var. Dünya’nın hiçbir yerinde bizim gümrüklerimizdeki gibi bir sistem yok. Biz bunu çok dile getirdik; fakat bir çare bulamadık. Bizim gümrük memurları saat 2’de işe başlıyor. Düzen bu şekilde kurulmuş; saat 2’den önce aracınız çıkmaz. Avrupa’da şöyle bir sistem var; araç gümrüğe gelir, gümrüğünü yaptırır; bir saat veya yarım saat içinde kendi çıkar. Bizde araç gelir, toplu olarak alınır; bir buçuk saat içerisinde bin tane araç çıkartılır. Türkiye’deki nakliyecinin yanında Ankara yok. Gereken her türlü mücadele veriliyor; fakat biz bir yerlere ulaşamıyoruz. Sözümüz anlatılmıyor ya da anlatılamıyor. Bizi dinleyen, anlatan bir tane ulusal medya kuruluşu yok. Bizim şoförlerimiz de bu ülkeye hizmet ediyor.”
“Yabancı Plaka ile Çalışanlar Bizden Farklı Haklara Sahip Oluyor”
Yabancı plakalı araçların Türk plakalı araçlardan farklı olarak geçiş belgesi veya vize sorunlarını yaşamıyor olduklarına dikkat çeken Kaya, “Yabancı plaka ile çalışanlar bizden farklı haklara sahip oluyor. Mesela, bizim üçüncü ülke dediğimiz; Kazakistan, Tacikistan, Rusya bölgelerine çalışan insanlar yabancı plakalı olursa geçiş belgesi ve vize sorunu olmuyor. Kazakistan’ın Türkiye ile yaptığı anlaşmada zorunlu tuttuğu şeyler var. Mesela, anlaşmada ‘Azerbaycan’dan gemi ile geçmek zorunda’ yazıyor. O zaman Azerbaycanlı gemici ile ortak çalışıyor. Kazakistan firmasından bir araç bize çok rahat geliyor; kota koymuyoruz. Kazakistan, Azerbaycan bizim dostumuz; ama biz onlara para ödüyoruz.” diyor.
“Aracı Olan da Firması Olan da Kendi Sistemi ile Ayakta Durmaya Çalışıyor”
“Nakliye sektöründe aracı olan da firması olan da kendi sistemi ile ayakta durmaya çalışıyor.” açıklaması yapan Kaya konuya ilişkin olarak şöyle konuşuyor; ‘Sen turizmden sonra en fazla dövizi getiren güçsün’ diyen yok. Çok söz söylenirse, ‘teşvik veriyoruz, mazot veriyoruz’ deniliyor. O bizim hakkımız; gemilere de veriliyor. Teşvik veriliyor, ‘KDV iade’ deniliyor. Bunlara ben toplantılarda çok rastlıyorum; ‘KDV’yi kaldıralım’ dedik, kaldırılmıyor. Tüm Türkiye’de yaptığımız işlerden KDV iadelerini alıyoruz; bu da bizi yoruyor. Biz bunu bankadan alıyoruz. Mesela, 20 bin euro tutuyor; bunun faizini ödüyoruz; devlet bize onu 3 ay sonra ödüyor. Teşvik istemiyoruz; bize sahip çıkılmasını istiyoruz.”
“Şimdi Yola Çıktığımız Zaman Aracımızı Kaçak Yürütüyoruz; Çünkü Geçiş Belgemiz Yok”
Rekabet etme şanslarının olmadığına dikkat çeken Kaya nedenini şöyle açıklıyor; “Biz rekabet edemiyoruz. Bunun sebeplerinden bir tanesi; yurt dışından gelen araç bizden 700 euro eksik maliyet ile hareket ediyor. Biz de hem şoför harcırahı hem şoför maaşı var. İkincisi araç maliyetleri; bizim şu an araçlarımızın bir tanesi 120 bin euro civarında. Şimdi yola çıktığımız zaman aracımızı kaçak yürütüyoruz; çünkü geçiş belgemiz yok. Aracımız yakalansa bin 600 euro ceza yiyeceğiz. Türkiye Cumhuriyeti buna kota koyuyor. Yani biz kendi kenidimize belirli günlerde dağıtılması için kota koyuyoruz. Dünya’da en yeni filo Türkiye’de var. Türkiye’de en yeni filo ise bende vardır; fakat benim aracım Slovenya’yı geçemiyor. Çünkü belgem yok; benim devletim bize belge vermiyor.20 sene önce Almanya’nın yükünü taşıdığım için beni kimse durduramaz diyordum. Ben taşımacıyım; bizim yük taşımasında Gümrükler Birliği anlaşmamız var. Yani yük bütün Avrupa ülkelerinde rahat hareket edebilmeli.”
“Bakanlık Firmalara Gidip Dertlerini Dinlesin”
Yetkililerin sektöre dair sorunları sektörün içindeki kişilerden bire bir dinlemeleri gerektiğini savunan Kaya, “Pandemi dönemine kadar toplantılar yapılıyordu. Toplantılarda özel sektörün konuşması ile devletin konuşması aynı olmaz. Toplantılara sadece UND’deki arkadaşlar gidiyor. Bu bizim en büyük sıkıntımız. Bakanlık firmalara haber vermeden gidip firmaların dertlerini dinlesin. Bizim sadece pandemide firmadaki 33 adet aracımız ile zararımız 3 buçuk trilyon. Şoför kabinin içinde, bu insan gelsin gitsin, niye karantinaya alalım. Bu uygulama son anda değiştirildi; ancak onda da vizesi biten şoförlerimiz vardı. Almanya, Fransa, Çek Cumhuriyeti vize vermedi. Vize bitti; vize sorunu yaşıyoruz. Şoförlere yeşil pasaport verilecek diye mücadele ederken; vizesiz gidilecek diye ümit ederken şoförlerimize vize verilmiyor. O dönemde 21 aracım, 23 şoförüm vardı; şoför sayısını 33’e çıkardık, vizesi olan şoförleri aldık. Çünkü müşteriye hizmet etmek zorundayız; biz hizmet sektöründeyiz.” şeklinde konuşuyor.
“En Büyük Sıkıntımız Hırvatistan’da Mültecinin Araca Binmesi”
En büyük sıkıntılarının Hırvatistan’da mültecilerin araçlara binmesi olduğunu dile getiren Kaya, “Devletimiz oraya polis göndererek sorunu bir nebze çözdü diyebiliriz. Biz çalışanlarımıza şunu söyledik; ‘Biz sorumluluk kabul etmiyoruz. Bu yük sana emanet.’ Burası bir hizmet kurumu. Bize verilen görevi yerine getiririz. Ben de şoförüm de buradan maaş alırız. Amacımız kuruma zarar vermemek.” diyor.
“2020 Yılında Türkiye’nin Yükünün Yüzde 70’ini Yabancılar Çekiyor”
Taşımacılık sektöründe taşımaların yüzde 70’ini yabancıların yaptığını öne süren Kaya, “Beş sene önce konuşsaydık; bugün Türkiye’nin yükünün yüzde 38’ini yabancılar çekiyor derdim. 2020 yılında Türkiye’nin yükünün yüzde 70’ini yabancılar çekiyor. 2025’de emin olabilirsiniz yüzde 98’ini yabancılar çekecek. Dubaili zenginler Ekol’e ortak oluyorsa bu işte bir iş var demektir. Bu ülkede istatistiklere bakıldığında turizmden sonra en çok dövizi getiren sektör lojistik sektörü ise insanların biraz düşünmesi gerek. Bu sektörde deniz, tren diye ayırt etmiyorum. Hizmet sektörü olarak biz bir bütünüz.” değerlendirmesinde bulunuyor.
“Nakliye Sekötörünün Borcu Bitmez”
“Nakliye sekötörünün borcu bitmez” diyen Kaya, konuşmasında şu ifadelere yer veriyor; “Yağ gerekir, lastiği hep yıpranır; ben 6 yıl kullanırım aracı zamanı geçer. Avrupalı diyor ki; ‘Aracınız Euro 6 olmak zorunda.’ Biz bütün araçlarımızı Euro 6 yaptık; fakat ben, aracım Euro 6 olduğu halde geçemiyorum. Biz dünyaya karşı Türkiye’nin aynasıyız. Bunu böyle bilmek zorundayız. Yabancılar ile rekabet halindeyiz. Onlar otoban parası ödemiyorlar; bizim otoban parasını sorgulayacak yetkili bir mercimiz yok. Yabancı geliyor radara yakalanıyor, ödemiyor; cezası yok. Ben bir dönem Ankara’da bu konuyu sordum. ‘O polisin işi’ denildi. Bulgarlar tır kontrol noktasına girmiyor. Bizim araçlarımız girmediği zaman bin 500 lira ceza geliyor. Almanya’da firmam vardı, her girdiğimde beni tek tek kontrol ediyorlardı.”
Son olarak TİO belgesine geçmeyeceklerini de belirten Kaya, “ Biz belge almaktan bıktık. C2 Belgeliler fatura kesemeyecek’ denildi. Bugün Türkiye’de yüzde 90’ı aynı şekilde yapıyor.” açıklamasında bulunuyor.
Sayfa başına git
