Atom Lojistik Türkiye Satış ve Pazarlama Direktörü Hakan Gülümser,
“SÜRDÜRÜLEBİLİR LOJİSTİK İÇİN YOĞUNLAŞMAMIZ GEREKEN EN ÖNEMLİ KONU YENİ PAZARLAR”
2013 yılından bu yana lojistik hizmeti sunan Atom Lojistik’in ilk olarak İzmir’de forwarder olarak yola çıktığını aktaran Gülümser şöyle konuşuyor; “2014 yılının sonunda özmal araçlarımızı almaya başladık ve o günden beri artan talebe paralel olarak filomuzu kademeli olarak geliştirerek yolumuza devam ediyoruz. Atom Lojistik, İzmir merkez ofisinden sonra İstanbul yapılanması ile birlikte her iki şehirde birden hizmet veren, yine aynı şekilde iki şehirde de tüm lojistik ihtiyaçları karşılayabilecek ölçüde depoları bulunan, ülkemizde sunduğu lojistik hizmet kalitesini yurt dışında da sürdüren bir lojistik şirketi. Slovenya, İtalya ve Almanya’da da ofislerimiz bulunuyor. Güçlü karayolu filomuz ile Almanya başta olmak üzere; Benelux, Avusturya, İsviçre’ye parsiyel ve komple araç taşımacılığı yaparak bu yola çıktık. Hizmet ağımızı genişlettik; İtalya, Romanya, İspanya ve Portekiz’de de özmal araçlarımız ile yoğun olarak komple ve parsiyel tasımalar yapıyoruz. Slovenya’da ise yabancı plakalı özmal araçlarımızla hizmet sağlıyoruz.”
“Intermodal Taşımacılığa Ciddi Oranda Yatırım Yaptık”
Karayolu taşımacılığı hizmetlerinde sağlamış oldukları başarının farklı taşıma modlarında da yatırım ve projeler yapmaya yönelttiğini belirten Gülümser sözlerini, “Bugün geldiğimiz noktada şirket bünyemizde karayolu taşımacılığının yanı sıra intermodal, havayolu, denizyolu, fuar ve proje taşımacılığı hizmetlerinin tamamı verilmekte. En yeni departmanlardan biri olmasına rağmen belirlemiş olduğumuz stratejiler ve kurumsal ön görülerimiz ile birlikte intermodal taşımacılığa ciddi oranda yatırım yaptık, yapmaya da devam edeceğiz. 2021 yılının kısıtlı bir zaman diliminde yakaladığımız intermodal taşımacılık başarımız bize 2022 yılı için yeni ekipman yatırım planları yaptırdı.” diyerek sürdürüyor.
“Kasım Ayında Filomuza 50 Adet Yeni Aracımızın Katılmasını Bekliyoruz”
Sahip oldukları özmal araçların ve ekipmanların da başarılarında katkısının büyük olduğunu belirten Gülümser filolarına dair detaylar aktarıyor; “Şu anda şirket filomuzda 550 adet özmal römorkumuz 25 adet minivan/panelvan tarzı aracımız, 50 adet 45 Swap-Body konteyner ve 100 adet 45 HCPW bulunmakta. Bu sayı her geçen gün günümüz koşullarına ve ihtiyaçlarımıza göre artış göstermekte. En yakın örnek olarak, Kasım ayında filomuza 50 adet yeni aracımızın katılmasını bekliyoruz.”
“Güncel Trendleri Takip Ederek Dijital Uygulamaları İş Yapış Şekillerimize Entegre Etmeliyiz”
Sınırlamalar, yasaklar ve tedbirlerle geçirilen ayların bir kez daha lojistik faaliyetlerin önemini gösterdiğini ifade eden Gülümser lojistik faaliyetlerine yönelik şöyle konuşuyor; “Sektörümüz bu kadar önemli bir misyona sahipken hızlı, güvenilir ve ekonomik çözümler sunan şirketler olmak zorundayız. Güncel trendleri takip etmeli ve dijital uygulamaları iş yapış şekillerimize entegre etmeliyiz; ki biz bunu başarabildik. Ülke olarak geçirdiğimiz zor günlerde şirketimiz öngörü ve stratejileri ile bu zor zamanları başarılı işler yaparak geçirdi. Süreçleri çok iyi analiz ettik; ihtiyaca yönelik akıllı yatırımlar yaptık. Geçtiğimi seneyi yüzde 75 büyüme ile tamamladık, bu sene bu oranları da aşacağız.”
“Türk Plakalı Araçlara Uygulanan Cezai Yaptırımların Yabancı Plakalı Araçlara Uygulanmıyor Olması Rekabet Gücümüzü Azaltıyor”
Türkiye’nin sahip olduğu jeopolitik konum gereği birçok fırsatı değerlendirebilecek altyapıya sahip olduğunu vurgulayan Gülümser ancak AB mevzuatına uyumun yetersiz olması nedeni ile diğer Avrupa ülkelerine göre imkanların daha kısıtlı olduğunu belirtiyor. Gülümser sektörün sorunlarına yönelik, “Ülkemize uygulanan kotalar, vize sınırlamaları ve gümrük belgesi yükümlülükleri yüksek oranda. Bir diğer tehdit unsuru ise komşu ülkelerimizde yaşanan/yaşanabilecek savaş ortamları ülkemiz üzerinden ticaret yapmak isteyen diğer ülkeleri çekimser bırakmakta. Bu nedenle kendi ülkemizde ya da komşu ülkelerin uygulamaları sebebiyle her olumsuzluktan kolayca etkilenebilecek ve bu olumsuzluğu ticari süreçlerimize yansıtabilecek bir yapıya sahibiz. Türk plakalı araçlara uygulanan cezai yaptırımların yabancı plakalı araçlara uygulanmıyor olması Türk taşımacılarının rekabet gücünü azaltmaktadır.” diyor.
“Olası Krizlere Her Zaman Hazırlıklı Olmalıyız”
Sürdürülebilir lojistik için ise yoğunlaşılması gereken en önemli konunun yeni pazarlar olduğunu belirten Gülümser, “Uluslararası ticaret faaliyetleri anlık gelişmelere bağlı olarak kısa sürede değişkenlik gösterebilmekte. Bu nedenle olası krizlere her zaman hazırlıklı olmalıyız. Ülkemiz dış ticaret faaliyetlerinde ağırlıklı olarak Avrupa ve Doğu Asya pazarlarına odaklansa da özellikle Afrika ve Orta Doğu’dan artarak gelen talepleri de dikkate alarak bu bölgelerdeki yatırım ve operasyonlarımızı artırmalıyız.” şeklinde konuşuyor.
“Ülkemizin Ara Mamül Tedariğini Çözmesi Gerekmekte”
Gülümser, Türkiye'nin coğrafi konumu, lojistik ağları, tedarik zinciri, acil durumlarda zamanında aksiyon alması yönünde avantajlarının olduğunu vurguluyor. Son olarak yabancı sermayenin Türkiye’ye yaklaşımı konusunda Gülümser, “Koronavirüs salgını sebebiyle Çin’in ticari ve sanayi girişimlerinin aksaması, durması ülkemiz de dahil olmak üzere birçok ülkeye yeni alanlar yarattı. Çin’in üretimde devreden çıkmasıyla ülkemiz bir ivme yakaladı ve Çin’in yaşadığı aksaklıkları kendi lehimize çevirebildik. Üretim ağımızın genişlemesini, dış pazarlara üretimlerimizi satmayı, ikame ürün tedarikçisi olmayı başardık. Ancak şunu da çok iyi biliyoruz ki bu durumun devamlı olabilmesi için ülkemizin ara mamül tedariğini çözmesi gerekmekte. Diğer yandan demiryolu hattının kesintisiz taşımaya uygun ve aktif halde olması, limanların demiryolu bağlantılarının da tamamlanması ile birlikte yine yabancı yatırımcılar için cazip hale gelecektir.” değerlendirmesinde bulunuyor.
Sayfa başına git
